30 Mayıs, 2006

KV



ılık bir hava + asmalımescit + şarap + canım arkadaşlarım = mutluluk

not: fotoğrafların her hakkı p.u. ve tripoduna aittir.

29 Mayıs, 2006

thedavincicode - II

Kitabını bir çırpıda okuduktan sonra filmini izlemek için sabırsızlandığımı yazmıştım daha önceden. Güya gösterime ilk girdiği gün gidip izleyecektim ama Bonus Card yaptığım harcamaların sonunda bana acımış ve bu garibim zaten batmış bari sinema biletini biz gönderelim dediği için kendi imkanlarımla gitmedim filme. Davetiyelerde bir hafta geç gelince hafta sonu izledim filmi (Gmall'de izledim, çok havalı - hatta bir sinema için fazlasıyla havalı bir mekan bence).

Oyuncu seçimi ile ilgili kaygılarım vardı filmin trailer'ını izlediğimde. Yanılmadığımı düşünüyorum, Tom Hanks ve Amelie - çırpı bacak - filmde sırıtıyorlardı.

Tom Hanks yerine kim oynasa olurdu diye tartıştık filmi birlikte izlediğim Jr ve ablamla Russel Crowe'da mütabık kaldık (gerçi ben ilk başlarda Sean Connery diyodum ama o ancak Sir Teabing olur bee deyip alay ettiler benle).

Ayrıca genel olarak filmlerdeki Fransız polis rolleri için düşüncem: no more Jean Reno plz.

Filmle ilgili genel yorumum da iyi bir uyarlama senaryo olmuş ama çok da abartmaya gerek yokmuş, her zamanki gibi kitap daha başarılı bir yapıt.

p.s. haftaya bizzat gidip bakıcam M.M. (Magdalalı Meryem) Louvre piramidinin altında yatıyor mu diye, haber veririm burdan...

26 Mayıs, 2006

Efsane geri dönüyor


Napster'ın kapatılmasına ne kadar üzülmüştüm. İlk göz ağrımdı benim :))
Şimdi tekrar açılıyormuş (bu sefer ki paralıymış ama!!!). Hey gidi günler heyy, Napster'dan yüklediğim şarkılardan dolayı bilgisayarım çökme noktasına gelmişti zamanında hihihi :)

16 Mayıs, 2006

ESKİ






iyidir...

15 Mayıs, 2006

ANLATACAK NE ÇOK ŞEY VARDI OYSA Kİ...

Uzun zamandır sevgili blogumla ilgilenemediğimin farkındayım, oysa ki ne kadar çok konu biriktirmiştim buraya yazmak için. İki haftadır İstanbul trafiğinde araba kullanmaya başladım, gün gün araba sevdası başlığıyla maceralarımı yazacaktım mesela, ilk kez 5.vitesi kullanmanın verdiği heyecanı, yokuşta aracı kaydırmadan kaldırmamın haklı gururunu, ilk iki gün araba kullanırken müzik dinleyemediğimi, ilk cuma trafiği kabusumu anlatacaktım :)

Ya da her yıl Hıdrellez gecesi annemin bahçedeki taze soğan saplarına bağladığı siyah-beyaz sefa&cefa iplerini yazacaktım. Her sene malum gece taze soğanın yeşil saplarının boylarını keserek eşitler, birine siyah birine beyaz iplik bağlar her birimiz için. Ertesi sabah da erkenden kalkıp soğan saplarını kontrol eder benim anneciğim hangisi uzamış diye. Siyah ipliğin bağlı olduğu sap uzarsa cefa, beyaz ipliğin bağlı olduğu sap uzarsa sefa içinde geçeceğine inanır bir senenin. Her sene de “bir daha ip bağlamayacağım, yine cefa uzamış” der, ama bu alışkanlığından bir türlü vazgeçemezdi. Ta ki bu seneye kadar, bahçesinden uzakta olduğu için bağlayamadı ipliklerini annem, söylendi durdu hep bunun için.

Geçen hafta sonu yaptığım küçük tatil kaçamağını yazacaktım detaylı, deniz kenarında olmanın bana nasıl iyi geldiğini (sanırım bunu da gerçekleştiremeyeğim, umarım bir iki fotoğraf ekleyebilirim buraya).

Yeni işimi daha doğrusu işyerimi yazacaktım, çiçeklerimin fotoğraflarını çekip buraya ekleyecektim [ama orkidem dışında hepsi kurudu (suyun içinde ve kökü olmayan orkideye nasıl bakılır bilen varsa tavsiye bekliyorum acilen!!!), herşeyin tam istediğim gibi gitmesinin beni korkuttuğunu, vaktiyle bir arkadaşımın söylediği “çalıştığın pozisyon değil firma önemlidir ve seçimleri buna göre yapmak gerekir” sözünün ne kadar doğru olduğunu vs. vs. vs...

Yazamadım çünkü vakit bulamıyorum, ama en azından yukarıda kısa bir özet geçtim. Bundan sonra umarım yazmak istediğim herşeyi böyle topluca değil de ayrı başlıklar altında yazabilirim buraya...