27 Şubat, 2007

dün gece yüklemeye çalışılıp başarısız olunan post

EDIT: gece 2:30 gibi sızıp sabah çalan alarmı duymadım, zar zor ayılıp apar topar evden çıktım.
evet giyecek birşey bulamadım, kurtarıcılarım siyah pant. + siyah kazak ikilisiyle evden çıkıp, makyaj ve kahvaltıyı ofiste yaptım.
neymiş, ilk öğrendiğimiz kurallardan biri yine kendini valide etmiş: erken yatmazsak erken kalkamazmışızz. doğru.
erken yatarım erken kalkarım, üç yumurtayı sütle çırparım, tralaylaylom...

...

uyku tutmadı.
sabah 06.20’de kalkılacak, duş alınacak, saçlar kurutulacak ama illa dipleri ıslak kalacak, akabinde bademcikler şişecek. giyilecek birşeyler bulunacak – ki kıyafetlerimin çoğunu bir haftadır kuru temizlemede unuttuğumdan bu oldukça zor olacak, kahvaltı edilecek, makyaj yapılacak, saat 07:30’u gösterdiğinde evden çıkılacak.
saat 01:43 ve gözümü uyku tutmuyor.
2003146’dan bağlandığım gayet yavaş internet hattı vasıtasıyla sörf yapıyorum.
bazen diyorum ki bu blog için yazı yazma ve okuma işini fazla mı abartıyorum?? bir bağımlılık mı söz konusu? sorumluluk sahibi olmakla mı ilgili?? yoksa s/b hayatıma bir iki renk mi katmaya çalışıyorum??
neyse bu soruların yanıtlarını bulmak için çok geç bir saat...



---------


haftasonu “sis ve gece” filmini izledim. u.p.’nin zaten şahane bir insan olduğuna çok uzun zaman önce karar vermiştim. en çok karşılaşmadaki performansını beğeniyordum ama bu filmde çok başkaydı, aslında aynıydı ama başkaydı işte.

filmi de çok beğendim. her karesini, müziğini, oyuncuları, senaryoyu...


u.p.*
(*by muammer yanmaz, FK)

Etiketler:

14 Şubat, 2007

check list

08 Şubat, 2007

yitirilen

çok sevdiğim, alıştığım, kendimi rahat hissettiğim çok az yer vardır. bunların başında evim gelir sonra da tek elimin parmaklarını geçmeyecek sayıda mekan. işte bunlardan biri dearkadaşlarımla sürekli gittiğimiz, özel günlerimizi kutladığımız, şahane yemekler yediğimiz, güldüğümüz, yayıldığımız sıcacık bir restaurandır, beyoğlu’nun ara sokaklarından birinde.

geçen cuma yine aynı sıcaklığı yaşamak için gittiğimde dünya başıma yıkıldı resmen. adı da dahil olmak üzere herşeyi değişmiş. en mutlu anılarımıza tanıklık etmiş, en güzel fotoğraflarımıza fon olmuş duvarlar post modern desenler ve resimlerle kaplanmış, müzik/konsept değişmiş, en sevdiğimiz tavuk yemeğinin bile adı değişmiş ve sanki tadı da.

moralim bozuldu, üzüldüm, kızdım bu düzene. kaybettim - kaybettik işte yine bir alışkanlığımızı.
üniversitedeyken sabah girip akşam çıktımız bir cafe vardı – Sanus. ne günler geçirmiştik orada. sonra okul bitince yolum düştü birgün oralara, Sanus geldi hemen aklıma, gittiğimde Sanus’un imaj değiştirdiğini, turistik bir cafe olduğunu görmüş ve çok üzülmüştüm. işte cuma günü de aynı şeyleri hissettim:

üzüldüm hem de çok :((

arkadaşlarıma hadi buluşalım diyemiyorum çok istememe rağmen, gidecek yerimiz yok çünkü...

02 Şubat, 2007

sekiss

üzerinden kaç sene geçerse geçsin, yıllar sonra o günü düşündüğümde, herşeyi anı anına hatırlayabildiğim tek gün bugün.

üstümüzdekileri, yapılan esprileri, yolda yürürken yüzüme çarpan rüzgarın hissini, bakışları, duyguları, herşeyi...

bu yıl kaç sene olduğunu soranlara söylerken çok sevimli olacağım:
sekkiss :)